Niyeyse yağmurlu günler yılbaşı gibi geçiyor, kendi hayatının irsaliyesini çıkarıyorsun.
Yılbaşı gecesi yaralanma ihtimaliniz, Milli Piyango’nun size çıkma ihtimalinden yüz bin kat fazladır!
Uzun bir yolu, ancak gün be gün adım adım ilerleyerek kat edebiliriz. Yoksa, ömrü yılın ilk gününden ilerisine vefa etmeyen yılbaşı kararlarıyla kalırız.
“Aslında önemli olan yılbaşı ağacının kendisi değildi. Onları harekete geçiren, coşturan mutlu bir gelecek umudu, yeni yılda mutluluk verecek değişiklikler idi.”
Masal dediğin böyle havada olur. Kış kıyamet dizboyu kar. Üstelik yılbaşı..
Sen bana yeni yılsın her dakika. Her dakika bir yaşıma daha giriyorum..
Kalk gel, hangi uzak yerdeysen, erimeden karlar..
Yılbaşı dediğin ne ya Şefik? Bildiğimiz gecelerden biri işte. Aklı evvelin biri çıkmış, yıl bugün başlıyor demiş, vatandaş da ona uymuş.
Bu yılbaşı gecesi kadehimi, tüm şeytanlarıma, şehvetlerime, tutkularıma, aç gözlü hırslarıma, kıskançlıklarıma, aşklarıma, düşmanlarıma, sürekli savaştığım hafızamın ordularına kaldırıyorum… Beni hiç rahat bırakmamalarını diliyorum.
Her yılbaşı insan, hayatında değiştiremeyeceği kadar çok şeyi değiştirebileceğinin hayalini kurar, gelecek hesapları yapar, günde lik yaşantısına çekidüzen vereceğine inandığı kararlar alır. Kendisine buna göre programlar çizer, sözler verir. Yaşamın hepsine birden izin vermeyeceğini için için bilse de, bunları inanç ve ümitle düşlemekten, ummaktan caymaz.
Seni kim sevecek? Sen hariç tüm yaşıtlarının hepsinin babaları olacak. Yılbaşı kutlamalarından, hediyelerden, şirin oyuncaklardan, şekerlerden ve öpücüklerden vazgeçmeye nasıl alışacaksın?
Sen, hayat senin adına düzenlenmiş uzun bir yılbaşı partisiymiş gibi düşüncesiz bir tembellik içinde yaşıyorsun.
“Ama ben seni bir yılbaşı gecesi en parlak ışıkların altında gördüğümde o barın en güzel kadınıydın ve lekelerin de oldukça güzel görünüyordu.”
