Kaç promil gerekiyor, ikimizi çift görebilmek için?

Hayat bizi birbirimize armağan etti sevgilim; rakı şahidimiz olsun!

Bir gömlekteki aşk, giydim yanlış ilikledim düğmelerini.

Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.

Ben şimdi kalkıp gel desem sana, hangi sıradan ölü tenezzül edecek bu çağrıya.

Sevgilimin gövdesi bir define haritası, her sevişmemizde değişiyor hazinenin yeri.

Öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim, bütün kuşların aklı durur!

Bana sen, ciğerlere akan bir gözyaşı felsefesiydin aslında.

Aşkı dövmek lazım kalbe terbiyesizlik ettiğinde!

Özellikle susmak, susturulmaktan daha tehlikeli. Sesinden vazgeçenin içine bakmayı içiniz kaldırabildi mi?

“Beni sevmene asla izin vermeyeceğim” diye yazmıştın kapımdaki not defterine; kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım içerde olmadığımı bile bile!

Sen sevmedin ki zaten beni, bir zaman için bende mülteciydin.

Aşk, bir ülke değil. Aşka yerleşilmez. Gerek­siz şiirlerle, aşkın dikkatini dağıtmamalı.

Bir hatıra bile değilsin.

Sen geçmişimde unuttun gözlerini.

İçimdeki çöpü almıyor belediye, aklımdaki simayı sökemiyor dilimdeki kelepçe.

Adındaki harf kadar alfabem.

Kalp her şeyi beyinden önce seziyor.

Sana gülümsemek. Sensiz de, seninle büyümek.

Gizli güzelliklerin ölü yıkıntısıyım, Sigaramda küllenen aşkın sıkıntısıyım..

Bir daha kimsenin seni benim kadar sevemeyecek olmasından daha kötü bir şey var: Artık ben de seni sevmiyorum.

Biliyorum sana giden yollar kapalı..

Benim sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor…

Onu sevdiğimi biliyor ama, ben onu onun bildiğinden daha çok seviyorum.

Sevmekten korktum, çünkü her sevgi beni biraz daha eksiltti.

Kalbimden bir türlü gitmek bilmeyen o aşk zerresi, onun kalbinde de kalmış mıydı?

Aşk birini olduğu gibi sevmektir. Farklı olmasını istemek aşk değil, senin arzundur.

Sen aklıma gelince her şeyler gülümserdi. Ağaçlar şarkı söyler, rüzgâr tatlı eserdi.

“Allah’a ısmarladık benim sevgilim, benim emelim! Başımdan ne geçerse geçsin, inan ki son düşüncem, son niyazım sana ait olacaktır!”

“Sonun sonum, doğuşun doğuşum olacak. Biz seninle farklı zamanlarda tutulan aynı dileğiz sevgilim.”

Sevgilim çay içsek bile yanlış anlaşılıyoruz, çağ o çağ.

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl da aptallaştırıyor, Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini.

Baktım ki aşk dizesi ayakta duramıyor, kadın adına da söylenmemişse.

Aşık olan bir kadının bazen susması, güzel aşk sözleri söylemesinden daha güçlüdür.

Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu, iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük

Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz.

İnsan sevdiği için sever. Aşk’ın hiçbir gerekçesi yoktur.

Bir taşın kalbini eritecek kadar çok sevdim seni.

Sahiden seversen, sana ne yapmış olursa olsun, eninde sonunda mutlaka bağışlarsın.

Bileydim layık olmadığını, yürür müydüm yollarında.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir